15 Mart 2010 Pazartesi

ZAMANIMIZIN PARADOKSU

George Denis Patrick Carlin (d. 12 Mayıs, 1937) - (ö. 22 Haziran,
2008), Grammy ödülü kazanmış, ABD'li stand-up komedyen, oyuncu ve
yazar.

Carlin, saygısızca diye nitelendirilen tutumu ve dil, psikoloji ve din
gibi alanlardaki tabu konulara ilişkin fikirleriyle tanınır. Carlin'in
Yedi kirli kelime komedi rutini , 1978'de Amerikan Yargıtayı'nın
F.C.C. v. Pacifica Foundation davasına yansımış ve 5'e 4 oyla
Carlin'in oyunu televizyonlarda yasaklanmıştır.

Birçok kişi tarafından Lenny Bruce'un yerini aldığı düşünülen Carlin,
Comedy Central tarafından Richard Pryor'un ardından tüm zamanların en iyi ikinci stand-up komedyeni seçilmiştir.
22 Haziran 2008'de göğüs ağrıları şikayetiyle gittiği Santa Monica St.
John Hastanesi'ne kaldırılan Carlin, aynı gün 5:55'te kalp
yetmezliğinden hayatını kaybetmiştir.

Zamanımızın Paradoksu

George Carlin Amerika'da 11 Eylül den, ve karısının ölümünden sonra
şöyle yazmıştı.
Tarih içinde zamanımızın paradoksunu şöyle sıralayabiliriz :
-Daha yüksek binalarımız, ama daha kısa sabrımız var; daha geniş oto
yollarımız, ama daha dar bakış açılarımız var.
-Daha çok harcıyoruz, ama daha az şeye sahibiz; daha fazla satın
alıyoruz, ama daha az hoşnut kalıyoruz.
-Daha büyük evlerimiz, ama daha küçük ailelerimiz; daha çok ev
gereçleri, ama daha az zamanımız var.
-Daha çok eğitimimiz, ama daha az sağduyumuz; daha fazla bilgimiz,
ama daha az bilgeliğimiz var.
-Daha çok uzmanımız, ama yine de daha çok sorunumuz; daha çok
ilacımız, ama daha az sağlığımız var.
Çok fazla alkol ve sigara tüketiyoruz, çok savurganca para harcıyoruz,
çok az gülüyoruz, çok hızlı araba kullanıyor, çok çabuk kızıyoruz, çok geç saatlere
kadar oturuyor, çok yorgun kalkıyoruz, çok az okuyor çok fazla TV izliyoruz ve çok ender şükrediyoruz.
Mal varlıklarımızı çoğalttık, ama değerlerimizi azalttık. Çok konuşuyoruz, çok az seviyoruz ve çok sık nefret ediyoruz.
Geçimimizi sağlamayı öğrendik, ama yaşam kurmayı öğrenemedik.
Yaşamımıza yıllar kattık, ama yıllara yaşam katamadık. Aya gidip gelmeyi öğrendik, ama yeni komşumuzla karşılaşmak için caddenin karşısına geçmekte sorunumuz var. Dış Uzayı fethettik, ama iç dünyamızı edemedik. Daha büyük işler yaptık, ama daha iyi işler yapamadık.
Havayı temizledik, ama ruhumuzu kirlettik. Atoma hükmettik, ama ön yargılarımıza edemedik. Daha çok yazıyoruz, ama daha az öğreniyoruz. Daha çok plan yapıyoruz, daha az sonuca varıyoruz. Koşuşmayı öğrendik, ama beklemeyi öğrenemedik. Daha fazla bilgiyi depolamak, her zamankinden daha çok kopya çıkarmak için daha çok bilgisayarlar yapıyoruz, ama git gide daha az iletişim kuruyoruz.
Zaman artık, hızlı hazırlanan ve yavaş sindirilen yiyeceklerin; büyük adamlar ve küçük karakterlerin; yüksek kârlar ve sığ ilişkilerin zamanıdır. Günümüz artık, iki maaşın girdiği ama boşanmaların daha çok olduğu, daha süslü evler, ama dağılmış yuvaların olduğu günlerdir. Bu günler, hızlı seyahatler, kullanılıp atılan çocuk bezleri, yok edilen ahlakî değerler, bir gecelik ilişkiler, obez bedenler ve neşelendirmekten sakinleştirmeye hatta öldürmeye kadar her şeyi yapabilen hapların olduğu günlerdir. Vitrinlerde her şeyin sergilendiği, ama depolarda hiçbir şeyin olmadığı bir zamandayız.

Yaşam, aldığımız nefes sayısıyla değil, nefesimizi kesen anların sayısıyla ölçülür.

8 Mart 2010 Pazartesi

8 MART KADINLAR GÜNÜ ETKİNLİKLERİ

Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Diğer günlerden farklı olarak bugünü "resmi" kadınlar günü, kalan 364 günü ise "gayrı resmi" kadınlar günü kategorisinde kutluyoruz. Bu sabah kutlamalara şirketimizin herbirimize tek tek gönderdiği çikolata ile başladık. Kahve Odası Kadın Kolları olarak kutlamaları Manolya Pastanesinin aşağıda gördüğünüz enfesss profiterolünü yiyerek sonlardık. Bu konuda sponsorluk yapan Okan Bey'e ve emeği geçenlere teşekkür ederiz

SİNEMADA NE VAR?

Heeeeey Kahve Odası'nın sakinleri. Sesiniz soluğunuz çıkmıyor. Niye 2 satır yazılmıyor buraya? Artık sinemalarda ne var, hangi filme gidelim derseniz Kahve Odası'na bakmanız yeter :)