30 Aralık 2009 Çarşamba

Umarım hoş geliyorsundur 2010 !!!!

Merhaba Kahve Odası sakinleri,

Yaklaşık 10-15 dakika sonra 2009 'un son kahvesini Şinasi Abimizin ellerinden içeceğiz.......

Bu son kahve ile dilerim 2009'a ait tüm üzüntü , sıkıntı, umutsuzluk ... herşey bu yılda kalır!!!

Yeni bir yıl yeni başlangıçlar, umutlar, heyecanlar mıdır sebebi bilmiyorum ama içimde 2010 yılının - dünyada ve Türkiye'de yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen - çok daha güzel bir yıl olacağını hissediyorum...Dilerim hislerim beni yanıltmaz ve hep birlikte keyfini çıkartırız .....

2010'nun ilk kahvesinde görüşmek üzere sevgiler, mutlu yıllar......

23 Aralık 2009 Çarşamba

Caaanımmmmmmm arkadaşım benim.....10 yıllık K/A maceranın büyük bir bölümünde seninle birlikte olduğum için gerçekten şanslı ve mutluyum.........

Bir desktop bilgisayarı kapma çabalarımız sanki daha dün gibi...

Çok uzağa gitmeyecek olsan da ( ki bu en büyük teselli ) bu koridor ve odalar sensiz çok sessiz ve eksik olacak....

Sevgimle,

Not:Akşama yemek yok, çocuklar sana emanet, biz Beyza ile sinemaya gidiyoruz :)))))

22 Aralık 2009 Salı

Özel Müşterilerden gidiyorum gözlerim Kapalı

10 yıl tam 10 yıl KA`nin her mertebesinde bulundum ve artik dur dediler:) Neslihan,Orkide ve Ulfet ,noldu balik yerken bana yaptiginiz telkinler :) YALANMIS hersey YALAN
Departman olarak aklima gelen ozleyeceklerimi siraliyorum ,Polo Nesli,Corek otlu gelin Nilgun,Intranet Gokcek ve koy imami Anil sizlere ayri yazacagim:)

Olumune Kanka Orkide :
kavga etmek ama kankaliga bok surmemek ,zaten gelmis bir maili bulamayip ona sormak ,tam o arastirirken maili bulmak:),ikindi cayinda butun bir salami kenari yamuk kaldi diye diye bitirmek,kufurlerime Adana edasi ile destek vermesi ,yemekten konusmak, as ermek ,gidip o yeri bulmak ve Orkidenin porsiyonunuda yemek ,yemekhanede bana porsiyon destegi vermesi..... surer giderrr
Outlet ,Inlet Uflet:
Ulfetimle tatli yemek,tatli ile sigara icmek,onu kizdirmak ama masaj ile gonlunu almak,Ulfete Cash&Carry`e bosuna para harcadigini soyleyerek kizdirmak ,bu arada Migrosta harcamadan spotu halletmek:),Real Aytug`u fircalamasini dinlemek,anlik borsa bandi gibi bolge bolge endeksleri ayarlamasina sahit olmak (takdir ediyorum) ve en onemlisi PIRLANTA gibi kizini yetistirmesine sahit olmak (Doktor olacak yolu yok!)
Ulku:
baskasiyla konustugu her seyi dinledigimi dusunerek ,olmadik zamanda konuya iliskin soru sormasi ve primleri bildirdigimde her defasinda Brut mu diye sormasi:) ve Mudur Takip Sistemini uzerimde kurmasi (Yaverim ya)
Filiz:
Haciligini,ogrettigim kufurleri layikiyla kullanmasini (hatta benide asmasini),magazalarin bolgelerini sormasini,ATS `i sormama ragmen hala anlayamami,onu isletmeyi ve manupilasyonlarini
Arzu:
Ilk gunden isinmama ragmen bir turlu motive edememeyi, amaaa KIYMALI BOREKLERINI,Carrefoura kizmasini
Deniz:
Bir turlu basarili olamayan rejimlerini,seslenislerimizi duymamasini,bir sey ikram ettigimde rejim yapiyorum deyip ikinci israrimda luplemesi

Koray Agam:
Tek Soz,HEYKELI DIKILECEK ADAMMM

OMER BEY:...........Sonsuza gider ,Arnavut adam vesselam ama calistigim en iyi mudurlerden biri

Yan binada olacagim ama merak etmeyin tacize devam:)

Bu arada Orkide ve Ulfet kahve iciyorum, HOPURDETICEM ONLEM ALIN!

21 Aralık 2009 Pazartesi

2009 BİTERKEN..

Biliyorum, Kahve Odası'na yazmayalı uzun zaman oldu. Neden derseniz cevabım bu yıl bizim departmandaki en popüler cevap olacak: "Besaş etkisi" Olsun biz de bundan sonra yazmaya gayret ederiz. Ruhani liderimiz Anıl Bey her sabah "Allah zihin açıklığı versin" duasının yanına bir de "kalemlerinize hız, kuvvet versin" duası eklerse tamam :)
Bu arada bir aksilik olmazsa sürprizlerimiz var, bekleyin...

21 Mayıs 2009 Perşembe

Yeni yazı, yeni yazı, yeni yazı

Yeni yazılar bekliyoruz.
Bunca üye varken tembel tembel oturmayalım.
Saygılar
Anıl

24 Nisan 2009 Cuma

Kırık cam teorisi

Okudum, kahve odası ile de paylaşayım dedim.
Anıl

"Suçlarla mücadeleyi nasıl basardın?" sorusuna Giuliani'nin cevabı:"Metruk bir bina düşünün. Binanın camlarından biri bile kırık olsa, o camı hemen tamir ettirmezseniz, çok kısa sürede, oradan geçen herkes bir tas atıp, binanın tüm camlarını kırar. Ben ilk cam kırıldığında hemen tamir ettirdim.
Bir elektrik direğinin dibine ya da bir binanın kösesine, biri, bir torba çöp bıraksın. O çöpü hemen oradan kaldırmazsanız, her geçen, çöpünü oraya bırakır ve çok kısa bir sürede dağlar gibi çöp birikir. Ben ilk konan çöp torbasını kaldırttım."
Bir sokağın suç bölgesine dönüşme süreci önce tek bir pencere camının kırılmasıyla başlıyor. Çevreden tepki gelmez ve cam hemen tamir edilmezse, oradan geçenler o bölgede düzeni sağlayan bir otorite olmadığını düşünüyor, diğer camları da kırıyor. Ardından daha büyük suçlar geliyor; bir süre sonra o sokak, polisin giremediği bir mahalleye dönüşüyor.
Bunu anlayan New York polisi, önce küçük suçların peşine düşmüş. Metroya bilet almadan binenleri, apartman girişlerini tuvalet olarak kullananları, kamu malına zarar verenleri, hatta içki şişelerini yola atanları bile yakalayıp haklarında işlem yapmış.
Polis bu kararlılığıyla "Küçük müçük, bizim için hiç fark etmez; bu sokağın, metro istasyonunun veya mahallenin suç üreten bir bölge olmasına izin vermeyeceğiz."demiş.
'Kırık Cam Teorisi' ABD'li suç psikologu Philip Zimbardo'nun 1969'da yaptığı bir deneyden ilham alarak geliştirilmişti.
Zimbardo, suç oranının yüksek olduğu, yoksul Bronx ve daha yüksek yasam standardına sahip Palo Alto bölgelerine birer 1959 model Oldsmobile bıraktı. Araçların plakası yoktu, kaputları aralıktı. Ve olup bitenleri gizli kamerayla izledi. Bronx'taki otomobil üç gün içinde bastan asağıya yağmalandı.. Diğerine ise bir hafta boyunca kimse dokunmadı.
Ardından Zimbardo ile iki öğrencisi 'sağ kalan' otomobilin yanına gidip çekiçle kelebek camını kırdı. Daha ilk darbe indirilmişti ki çevredeki insanlar (zengin beyazlar) da olaya dahil oldu. Birkaç dakika sonra o otomobil de kullanılmaz hale gelmişti.
"Demek ki" diyordu Zimbardo, "ilk camın kırılmasına ya da çevreyi kirleten ilk duvar yazısına izin vermemek gerek. Aksi haldekötü gidişatı engelleyemeyiz.

20 Nisan 2009 Pazartesi

Günaydın

Günaydın,

Kahveciler, kahve odasının güzel sakinleri bakıyorum da hiç sesiniz soluğunuz çıkmıyor.

Haftalar öncesinin kek tarifini denedim, hatta birer parça bizim odadaki arkadaşlarla da paylaştım herkes çok beğendi.Kendimi övmek için değil de hafif , lezzetli ve kolay bir tarif olduğu için denemenizi tavsiye edeyim diye yazdım :))))) Bu hafta da kabaklı tuzlu versiyonunu yapmayı planlıyorum onun sonucunu da paylaşırım sizinle....

Herkese şimdiden iyi tatiller 23.Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınız Bayramımız kutlu olsun.

Sevgiler,

3 Nisan 2009 Cuma

Öldüren dialoglar -1

Kadın: Hangisini giyeyim ? Sarı mı ? Yoksa siyah mı ?
Erkek: Sarı
Kadın: Neden ? Siyah yakışmadı mı ?
Erkek: ???

Müşteri:Bardak var mı?
Temsilci:Yok
Müşteri: Hiç mi yok? (Ülkemize özgü tırt soru biçimi)

Ast:Bu çıktıları ne yapayım?
Üst:Gizli evrak, imha edelim. Ama önce bir kopyalarını alalım, lazım olur.
Ast: ???
(Bu hikaye Yıldırım Akbulut'a ithaf edilir, aslı var mıdır bilmem :))

1 Nisan 2009 Çarşamba

Afiyet olsun.....

Hepinize tekrar merhaba,

Malum son zamanların en önemli konularından biri sağlıklı beslenme ben de kahvelerinizin ya da çaylarınızın yanına size şekersiz, az yağlı güzel bir tarif vereyim dedim...Tarifin kaynağı yengem Özlem Andaç tarife göre keki pişirir ve de beğenirseniz teşkkürleri kendisine gönderebilirsiniz :))))

Kek şekersiz olduğu için esasında çaktırmadan size bir kerede bir tatlı bir de tuzlu kek tarifi vereceğim, kıymetimi bilin:)))))Gelelim tarife:

Şekersiz Kek için malzemeler:

  • 2 yumurta
  • 1 çay bardağı süt
  • 1/2 çay bardağı sıvı yağ
  • 1 paket kabartma tozu
  • 2 bardak un ( tercihe göre tam buğday, kepek unu,çavdar unu....)
  • 1 çay kaşığı kabartma tozu ( tam buğday unu kullanılıyorsa 1 çay kaşığı karbonat.Ülfet'in tavsiyesidir.)

Önce yumurta,süt ve sıvıyağ kapta çırpılır.Sonra sırasıyla malzemeler eklenir.

Tuzlu Kek için malzemeler:

  • İki kabak rendesi ( rendelendikten sonra suyu sıkılacak )
  • İstediğiniz miktar ve türde peynir ( kaşar, beyaz peynir vb.)
  • İstediğiniz miktarda dereotu

Bu malzemeler de önceki malzemelere karıştırılarak 180 derecede ısıtılmış fırnda yaklaşık 35-40 dakika pişirilir.

Tatlı Kek içi malzemeler:
  • 1 paket vanilya
  • 5-6 tane doğranmış kuru kayısı
  • 1 büyük rendelenmiş havuç
  • 2 rendelenmiş elma
  • 1/2 çay bardağı kuru üzüm
  • 3-4 tane doğranmış kuru incir
  • 1 adet portakal kabuğu rendesi ( mutlaka olmalı )
  • İsteğe göre 80 gr. rendelenmiş bitter çukulata

Bütün malzemeler yumurta,sıvıyağ, süt, un, vanilya, kabartma tozu un karışımına eklenir ve önceden ısıtılmış 180 derecedeki fırında 35-40 dakika pişirilir.

Sonradaaaaaaaa tadından yenmez :))))))

Afiyet olsun.

25 Mart 2009 Çarşamba

40 YILLIK HATIR

Aklına ,yureğine , eline sağlık , nede güzel düşünmüşsün Arkadaşım.
Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var derler ya içenin mi dir yapanın mıdır bilemem ama eğer yapanınsa en büyük hatırı Orkidem alır çünkü ben senelerce hep içen taraf oldum:) neyseki Nesli nin gelişi Orkidemin yükünü biraz hafifletti . Bu vesile ile senelerdir kahrımı çekmelerinden dolayı her ikisinede yazılı olarakta sevgilerimi iletirken ,bazen neşe çoğunlukla sinir kaynağım Altuuugcuğumu anmadan geçersem eğer çifte standart!!!!! uygulamış olurum ,seni kocaman öpüyorum altuuğcuğum:)
Bu arada niye kahve yapmadığımı merak edenlere; bilmediğim için değil hani , ben yaptığım kahveyi içemem sırf buyüzdendirki canım kahve arkadaşlarım dostluk budur işte diyerek evlendiğimde bana “kahve makinası” almışlardı , her akşam kendilerini sevgiyle anmaya devam ediyorum..
Nede güzel yapmışız dimi orkidem kahvenin kokusu yayıldıkça yayıldı ,arka bahçe doldu taştı.. ( tabii bunu bide şinasi abime sormak lazım...) Gelenler oldu gidenler oldu ama çekirdek kadro günün birinde ( bizzat tarafımdan ) misafir ettiğim Ulfetciğim de dahil aynı şevk ile devam ediyor.Nekadar doğru bir davetmiş aklımı seveyim.. sayesinde eski günleri anıp o küçücük kahve odasından başka bir yerdede anılarımızı paylaşabiliyoruz
Sevgiyi ,dostluğu aslına bakarsanız herşeyi bir anda tüketmemekten yana olan biri olarak ,başka zamanlarada yazacak birşeyler bırakmak gerek diyorum
şimdilik hoşcakalın ...

23 Mart 2009 Pazartesi

DUYURU

23 Mart haftası Şinasi Abimiz izinli olduğundan Kartal Satış Direktörlüğü'nün kahvelerini Tuncay kaynatacaktır. Bizim kata duyurulur.

20 Mart 2009 Cuma

Kahveyi Sıcak Tutmak

Ülfetim ne güzel sormuş ilk yazısında.... "Müşteri yönetmek mi kolay kahveyi sıcak tutmak mı?" Kahve bahanedir hep, alışkanlık yapar elbette ama alıştığımızı sandığımız kahve değil, kahveyi birlikte içtiğimiz insanlardır, sohbettir, dostluktur, ilişkidir. Alıştığımız kahve değil, kahve kokusunun bize hatırlattıklarıdır. Bu yüzden kahveyi sıcak tutmak hem zor hem çok mühim.

Bütçe dönemi kafayı yemişken, Neslihan'ın beni sakinleştirmesi, "ben kahveni ayırıyorum, gel bir kahveni iç, sonra tamamlarsın işini" demesidir kahveyi sıcak tutan...

Kız kıza kahve içip, "kızsal" konuları didiklerken Altuğ'un gelip alemlerin en tatlı yaramaz çocuğu edasıyla, muhabbete göbekten dalmasıdır. İşte o an, aslında depresyon eşiğinde bile olsam beni güldürmesidir kahveyi sıcak tutan...

Koray'ın İstanbul'a gelişini müjdeli bir sır olarak paylaşmamızdır herkesten önce. Ülfet'in satışa döndüğüm günlerde, yanlız olmadığımı hissettirmesi, Orkideciğimin "ayva" göbeğimle yılmadan uğraşmasıdır kahveyi sıcak tutan...

Anıl'a sürekli yol tarifi soruşum ve onun her defasında Google'dan harita üzerinde bana yol tarif etmesi, hiç usanmamasıdır kahveyi sıcak tutan :)

Kimse kıskanmasın ama, bizim kahveler öyle veya böyle hep sıcacık! Bu dostlarımın bende 40 yıl değil 40 ömürlük hatırı var. Dedim ya, kahve bahane!

19 Mart 2009 Perşembe

İLK KAHVE DÖRTLÜSÜ


Herkese bol köpüklü kahve tadında sıcak bir merhaba.
Bilenler bilir sene 2001 ya da 2002 idi.Şirketimizin iki güzel bayanı her sabah keyifli bir sohbet eşliğinde çay ocağının yanında ki odada sabah kahvesi içmeye başladılar.Eeee şirket ortamı malum kalabalık öyle herkese kahve çıkmıyor sabahları.O zamanlar çaycımız Ali Abi neyseki arkadaşlarımızı seviyor ve torpil geçiyor Onlara:)))) ve kahvelerini yapıp içmelerine izin veriyor.Sonraki günlerde bu iki güzel insan neyseki beni ve sonrasında da Altuğ'u da aralarına aldılar da o gün bu gündür izinler, toplantılar, seyehatler hariç her sabah bir araya geliyoruz......
O günlerden bu günlere neler mi değişti, mesela " Kahve Odası"nın yaratıcısı Nilgün Hanım'ın misafiri Ülfet Hanım katıldı aramıza, ne de güzel oldu......Sonra bekar olanlar evlendi, evlenenler çocuk sahibi oldu, Ali Abi emekli oldu.Yaaaa dile kolay 7-8 yıl oldu çoook şeyler değişti çoooookkk....En önemli değişim çaycımız Şinasi Abinin gelişi ile oldu, niye mi ?Çünkü artık ne Orkide ne de ben kahve yapmıyoruz, artık kahveler Şinasi Abiden :)))))
Yazmak işi tehlikeli birşeymiş, yazdıkça yazası geliyor insanın....Tamam tamam merak etmeyin daha yazacak çok şey olduğu halde burada kesiyorum.
Herkese sevgilerimle,
Ülfetim emek harcamış açmış böyle bir ortam katılmamak olmaz dimi ama:))
uzakta olup da sıcak muhabettinizi yanıbaşımda bulmak ne güsel...
Bu kahve odasının kahve falı köşesi yokmuuuu:)
Biliyorum kısa oldu ama en yakın zamanda daha uzun yazacağım inşallah

Nazım Hikmet'ten

Siteye ve arkadaşlara merhaba, ayda bir yazarız inşallah.
Allah zihin açıklığı versin, başarılar, muvaffakiyetler :))
İlk yazımıza üstaddan bir alıntı ile başlasak ?
Pek dokunaklı yazmış.



Ben,
Senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi,
beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun ki içinde beni görebilesin...
Fedakârlığımı anlıyorsun :
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orda beraber yaşarız
külümün içinde külün,
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
Ama biz o zamana kadar
o kadar karışacağız ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak iki çiçek açacak :
biri sen biri de ben.


siirdefterinden alıntı

Tembeller ve çekingenler

Ümitliyim ilk yazı Altuğ'dan gelecek. Hatta ben bunu yayınlamadan önce o yazmış olacak. Ümitliyim. Kalemi kuvvetli bir arkadaş. Ancaaaaaak her an işi sulandırma potansiyeli var unutmayalım. Öte yandan Orkide dediki "Yazamam ben, hiç beceremem böyle şeyleri". 24 saat susmadan konuşabilme kapasitesi olan birinden bunu duymak hiç inandırıcı değil. Üstelik eminimki en çok malzemeyi o bulur. Hadi Orkide, hiç olmazsa cheescake tarifi yap ya da nar ekşisi ve tuzlu yoğurt siparişlerini burdan yaz.

Aslıcım sana sadece süre verdim, hemen yazı gelmezse elimden kurtulamazsın ona göre...

Kahve bahane dostlar şahane

Orkide ile didişmek didiştikten sonra kankalığa devam etmek,Ülfeti kızdırmak kızdırdıktan sonra sarılmak ,Neslihan ile Gökçeyi birbirine düşürmek düşürdükten sonra pişman olmak,Filizi işletmek işlettikten sonra kızarmasını görmek,Arzuyu motive etmek ama sonuç alamamak,Pınarı sinir etmek siniri geçtikten sonra yanagından makas almak,Yeşimin odasından kovulmak kovulduktan sonra 1 ay görüşmemek,Nilgüne ŞEFTALİ demek dedikten sonra köşe bucak kaçmak ,Aslı ile gTalktan yazışmak yazıştıktan prebiyotik almak,ruhum Şen,gönlüm ŞEN şarkısı söylemek ŞAHANE!

Yazılarımı bekleyin!

18 Mart 2009 Çarşamba

Sabah kahvesine bekliyorum

Uzun süredir tanıyoruz birbirimizi. Bazen farklı katlara farklı binalara farklı gittiğimizden sohbetlerimizin sıklığı azalsa da yoğunluğu o güzel sabah kahvesi kıvamındadır ya da bana öyle gelir (Şinasi kıvamı herzaman tutturamayabilir ama olsun). İstedimki aklımızdan geçenleri sansürsüz yazacağımız, bize ait olan , hepimizin bir ucundan tutabileceği bir mekan olsun. İstedim ki sabah 8:30 aksam 18:00 rutinimizde gülümsediğimiz, beklediğimiz şeyler olsun.
Hadi yazın bakalım aklınıza ne gelirse. Orkide'nin ikizlerinden Ebru'nun şirin bahçesine kadar geniiiiş bir alan var koşacak. Bakalım müşteri ya da ürün yönetmek mi kolay bu sabah kahvesini hep sıcak tutmak mı? Hadi deneyelim.