20 Mart 2009 Cuma

Kahveyi Sıcak Tutmak

Ülfetim ne güzel sormuş ilk yazısında.... "Müşteri yönetmek mi kolay kahveyi sıcak tutmak mı?" Kahve bahanedir hep, alışkanlık yapar elbette ama alıştığımızı sandığımız kahve değil, kahveyi birlikte içtiğimiz insanlardır, sohbettir, dostluktur, ilişkidir. Alıştığımız kahve değil, kahve kokusunun bize hatırlattıklarıdır. Bu yüzden kahveyi sıcak tutmak hem zor hem çok mühim.

Bütçe dönemi kafayı yemişken, Neslihan'ın beni sakinleştirmesi, "ben kahveni ayırıyorum, gel bir kahveni iç, sonra tamamlarsın işini" demesidir kahveyi sıcak tutan...

Kız kıza kahve içip, "kızsal" konuları didiklerken Altuğ'un gelip alemlerin en tatlı yaramaz çocuğu edasıyla, muhabbete göbekten dalmasıdır. İşte o an, aslında depresyon eşiğinde bile olsam beni güldürmesidir kahveyi sıcak tutan...

Koray'ın İstanbul'a gelişini müjdeli bir sır olarak paylaşmamızdır herkesten önce. Ülfet'in satışa döndüğüm günlerde, yanlız olmadığımı hissettirmesi, Orkideciğimin "ayva" göbeğimle yılmadan uğraşmasıdır kahveyi sıcak tutan...

Anıl'a sürekli yol tarifi soruşum ve onun her defasında Google'dan harita üzerinde bana yol tarif etmesi, hiç usanmamasıdır kahveyi sıcak tutan :)

Kimse kıskanmasın ama, bizim kahveler öyle veya böyle hep sıcacık! Bu dostlarımın bende 40 yıl değil 40 ömürlük hatırı var. Dedim ya, kahve bahane!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder